Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, uzun bir süreden sonra öğrenci ve öğretmenlerin bugün ilk kez maskesiz okula gittiğini söyledi.
Eğitim camiasının bugünü özlemle beklediğine işaret eden Özer, "Dün Cumhurbaşkanımızın Sağlık Bilim Kurulu ile yaptığı açıklamayla kapalı mekânlarda maske kullanma zorunluluğu kaldırıldı. Bugün biz de ilk kez 18 milyon öğrencimizin, 1,2 milyon öğretmenimizin ve diğer idari personelimizin okul binasında bulunduğu zaman maske kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırdık. Öğrencilerimiz çok rahat bir şekilde okullarına gittiler, okullarında bir gün geçirdiler. Tabii öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz için farklı bir deneyim oldu. Alışkanlıkları terk etmek kolay değil. Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz, uzun süredir bugünleri bekliyorlardı." şeklinde konuştu.
Özer, yeni eğitim-öğretim yılına yüz yüze devam etme kararlılığının bu noktalara gelinmesine katkı sağladığını vurgulayarak Millî Eğitim camiasını normalleştirmeden Türkiye'nin normalleşmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Bu eğitim-öğretim yılını kesintisiz şekilde sağlık kurallarına uyarak devam ettirmenin gururunu taşıdıklarını dile getiren Özer, "Ülkemiz, çok büyük bir güç kazandı. Başka olağanüstü koşullar olduğu zaman artık şunu gördük: Gerekli önlemleri alarak okullarımızı açık tutabiliriz. Okullar her zaman her olağanüstü koşulda ilk açılması, en son kapatılması gereken yerlerdir." ifadelerini kullandı.
Özer, öğretmenlerden öğrencilere tüm eğitim camiasına katkılarından dolayı teşekkür etti.
Maske zorunluluğunun ortadan kaldırılmasının ardından okullardaki hijyen kurallarına azami ölçüde dikkat edeceklerinin altını çizen Özer, yeni dönemin hayırlı olmasını diledi.
Konuşmasının ardından Bakan Özer, il eğitim değerlendirme toplantısına katıldı.
2022 yılında Karabük'e 550 milyon liralık eğitim yatırımı
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Karabük Valiliğinde düzenlenen eğitim değerlendirme toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında, Karabük'te 2022 yılında devam eden 300 milyon TL'lik yatırım olduğunu, bugün 250 milyon TL'lik ilave bir yatırım bütçesini daha verdiklerini söyledi.
Yatırımların Karabük'e hayırlı olmasını dileyen Bakan Özer, "Burada en büyük önceliği anaokullarına verdik. Karabük'e 6 yeni anaokulu yapacağız. Karabük'ün talep etmiş olduğu anaokulu yatırımlarının tamamını Millî Eğitim Bakanlığı olarak karşılayacağız. Bildiğiniz gibi Bakanlık olarak öncelik verdiğimiz alanlardan bir tanesi okul öncesi eğitime erişim oranlarını, okullaşma oranlarını artırmak ve kolaylaştırmak. Bunun için bu sene Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı gibi 3 bin tane yeni anaokulu, 40 bin tane yeni anasınıfı yapacağız." diye konuştu.
Karabük'e yapılacak yatırımları sıralayan Özer, "Karabük gerçekten eğitimle ilgili sorunlarını çözmüş bir ilimiz. Çok daha iyi noktalara kendisini taşıyabilecek potansiyeli, fırsatı olan bir ilimiz. Bunu yatırımlardan da gördük. Gerçekten çok iyi mesafe alınmış. Hem derslik başına düşen hem öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, işte ulusal ölçekli sınavlardaki performansı Karabük'ün gerçekten çok iyi bir noktada olduğunu gösteriyor. Yüksek öğretimde de çok güzel açılımlar yapılmış şehrimiz. Şimdi yeni yatırımlarla da buradaki imkanı çok daha iyi noktalara taşımış olacağız." ifadelerini kullandı.
Özer iftar programında Karabüklülerle buluştu
Valiliğin düzenlediği iftar programına katılan Özer, burada yaptığı konuşmada, tüm İslam aleminin Kadir Gecesini kutladı.
Okullarda bugün maskesiz yüz yüze eğitimin başlatıldığını belirten Özer, şöyle devam etti: "Öğrenci ve öğretmenlerin maske kullanmadığı, artık rahat bir şekilde, Kovid-19 salgınından önce nasıl gidiyorlarsa okula, öyle gittikleri bir döneme girmiş olduk. Bu günlere kolay gelinmedi. 6 Ağustos'ta görevi devraldığım zaman, devir-teslim töreninde özellikle okulların 1,5 yıl yüz yüze eğitime ara vermesinden sonra artık yüz yüze eğitime geçilmesi için vakaların sıfırlanmasını beklemeyeceğimizi deklare etmiştim. Okulların ilk açılması, son kapanması gereken yer olduğunu vurgulayarak 'artık Türkiye'de okulların yüz yüze eğitime kesintisiz bir şekilde devam etmesi bir eğitim meselesi olmaktan çıkmıştır bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir.' dedik.
6 Eylül 2021 tarihinde eğitim öğretime başladığımız zaman toplum eski alışkanlıklarından dolayı bu kararın sürdürülebilir olmadığına inanmıştı. Hatta İstanbul'da 25 bin servisin 15 bin tanesi servise çıkmamıştı. Çünkü 'bir hafta sonra okullar kapanacak' diye düşündüler. Tüm çalışma arkadaşlarımız ile birlikte öyle bir sistem kurduk ki, Sağlık Bilim Kurulunun da tavsiyelerini dikkate alarak, kurallara riayet ederek 7 ay içerisinde bir gün kesintiye uğratmadan eğitimi bu günlere getirebildik."
Okulların sadece eğitim-öğretimin yapıldığı değil öğrencilerin kişisel, psikososyal gelişimlerini ve akran etkileşimlerini gerçekleştirdikleri mekanlar olduğunu belirten Özer, "Dünyanın en güçlü, en dinamik, en zirvede olan dijital platformları da kullansanız hiçbir uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin sağlamış olduğu kazanımların yerine ikame edilemez." diye konuştu.
"Millî Eğitim Bakanlığı olarak gurur duyuyoruz."
Bu süreci bakanlık bürokratları ve 1,2 milyon öğretmen ile yönettiklerini ifade eden Özer, şunları söyledi: "Maskelerle ders anlattılar, sağlık kurallarına riayet ettiler, sağlık kurallarının okullarda uygulanmasını takip ettiler ve en önemlisi aşıda sadece Türkiye'de değil tüm dünyada ortalamaların çok üzerinde aşılanma oranıyla topluma örnek teşkil ettiler. Tüm öğretmenlerimize canıgönülden şükranlarımı sunuyorum.
Öğretmenlerimiz sadece bu sürecin eğitim-öğretim kısmıyla da bir arada olmadılar. Aynı zamanda tüm illerde Valiliklerimizin organizasyonuyla yürütülen ve vatandaşlarımıza yardım eden vefa gruplarında da aktif yer aldılar. Öğretmenlerimiz gerçekten bu sürecin hem salgının önlenmesinde hem de sürecin aktif olarak yürütülmesinde en önemli aktörlerden bir tanesi oldu. Böylesine güçlü bir öğretmen kadrosuna sahip olmaktan Millî Eğitim Bakanlığı olarak gurur duyuyoruz. Öğrencilerimiz okulları ne kadar özlediklerini gösterdiler. O küçücük yavrularımız maskelerle, mesafelere ve hijyene dikkat ederek her gün okula maskeli gelerek 7 ay sabırlı bir şekilde bu süreci yürüttüler. Bu süreç bize bir toplumda olağanüstü vakalar olduğu zaman, salgınlar olduğu zaman en güvenli ortamların eğitim kurumları ve okullar olduğunu gösterdi."
"Türkiye bu süreçten çok güçlü bir şekilde inşallah çıkıyor."
Japonya'da, depremlerde toplanma merkezlerinin okullar olduğunu, Türkiye'de de son zamanlarda yapılan yık-yap çalışmalarıyla okulların bu merkezlere doğru gittiğini belirten Özer, "Ümit ediyorum ki bir daha böyle vakalar yaşanmaz, bir daha sadece eğitim sistemimiz değil ülkedeki tüm sistem, ekonomi, endüstri, ulaştırma, turizm ve tüm sektörler inşallah böyle devasa meydan okumalarla tekrar sınavdan geçmez." değerlendirmesinde bulundu.
"Vatandaşlarımızın, çocuklarının eğitime erişimi kolaylaştırıldı"
"Son 20 yıl içerisinde eğitimden ulaştırmaya, kültürden turizme tüm alanlarda devasa yatırımlar oldu." diyen Özer, sözlerine şöyle sürdürdü: "Vatandaşlarımızın tüm alanlarda hizmete erişimleri kolaylaştırıldı. Eğitimde de aynı devasa hizmetlerin yaşandığı bir dönemi deneyimledik. Artık eğitim sistemimiz 2000'li yıllarda 355 binler civarında olan derslik sayısından 855 bin dersliğin olduğu bir eğitim sistemine dönüştü. Okul öncesinde 5 yaşta okullaşma oranlarının yüzde 14 olduğu bir sistemden yüzde 90'lara ulaştığı bir sisteme dönüştü. Ortaöğretimde okullaşma oranlarının yüzde 44'ler seviyesinde olduğu bir eğitim sisteminden yine yüzde 90'lara ulaştığı bir eğitim sistemine dönüştü. Yani eğitimin tüm kademelerinde, okul öncesinden ortaöğretime, ortaöğretimden yüksek öğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde vatandaşlarımızın çocuklarının eğitime erişimi kolaylaştırıldı."
"Tüm arkadaşlarımızla çalışmaya devam ediyoruz"
2000'li yıllarda eğitim sisteminde 500 binler civarında öğretmen varken bugün bir milyon 200 bin öğretmenin olduğu bir eğitim sisteminden bahsettiklerini vurgulayan Özer, "Artık eğitim sistemimiz 18 milyon öğrencinin, bir milyon 200 bin öğretmenin bulunduğu devasa bir eğitim sistemidir. Bu kadar kısa sürede bu kadar hızlı yatırımların yapılması güçlü bir liderliği gerektiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımız eğitimle ilgili konularda her zaman birinci önceliği diğer konular varken eğitime verdi. En büyük bütçe payını Millî Eğitim Bakanlığına verdi. Ben kendilerine Karabük'ten eğitime yapmış oldukları bu devasa yatırımlar için hem şahsım hem de Millî Eğitim Bakanlığı adına en içten şükranlarımı sunuyorum. Bugün elbette daha yapacağımız çok şey var. Okullarımızın imkân farklılıklarını azaltmak, eğitimde fırsat eşitliğini artırmak, eğitimin kalitesini çok daha iyi noktalara taşıyabilmek için tüm arkadaşlarımızla çalışmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Karabük'teki eğitimin ve Karabük Üniversitesinin yükselişini takdir eden Özer, konuşmasını bu yükselişte emeği geçenlere teşekkür ederek tamamladı.
Karabük Valisi Fuat Gürel ile Karabük milletvekilleri Cumhur Ünal ve Niyazi Güneş'in de birer konuşma yaptığı iftar programına Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ile diğer ilgililer katıldı.